Türkiye'de “afet” denilince ilk akla gelen “deprem” neredeyse ülkemizin tamamını etkilemektedir. Batı Anadolu'nun büyük bir kısmı, Karadeniz Bölgesi'nin orta ve batı kısımlarının çoğunluğu, Doğu Anadolu Bölgesi'nin orta kesimleri İç Anadolu Bölgesi'nin merkezi 1. derece deprem bölgesinde yer alıyor. Sadece Karaman ile çevresinde yer alan çok küçük bir bölge, V. derece deprem bölgesinde kalıyor. Topraklarımızın % 96’sı Nüfusumuzun %98’i Endüstri alanlarımızın%98’i Barajlarımızın %94’ü I.-IV. Deprem bölgelerinde yer alıyor !
1900-2010 yılları arasındaki deprem bilançosu incelendiğinde hasar yaratan 200 den fazla depremde, 580 bin konutun hasar görmüş, 99 bin 389 insanın yaşamını yitirmiştir. Depremlerin bu süreçte neden olduğu mali kayıp ise yaklaşık 20 milyar dolar civarındadır. 1990 ve 2010 yılları arasındaki 20 yıllık süre içinde Sultandağ, Çay, Bingöl, Aşkale, Doğubayazıt, Simav, Erzincan, Dinar, Çorum-Amasya, Ceyhan-Adana, Kocaeli ve Düzce'de ve ülkemizin diğer bölgelerinde meydana gelen 20 den fazla hasar yapıcı depremin neden olduğu kayıplar ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu ve bu depremlere ne kadar hazırlıksız yakalanmış olduğumuzun ifadesidir.
Bu verilere göre, depremler nedeniyle ülkemizde ortalama her yıl yaklaşık 1,000 insan ölüyor 5,000 konut hasar görüyor.

Bu 20 depremde toplam; 20 milyondan fazla kişi etkilenmiş, 1 milyondan fazla kişi evsiz kalmış, 19 bin 500 kişi ölmüş, 60 binden fazla kişi yaralanmış, 580 binden fazla bina hasar görmüştür. Mali kayıp ise yaklaşık 20 milyar USD düzeyindedir.
DEPREM NEDİR VE NASIL MEYDANA GELİR?
Yer kabuğunun en üst 100 km lik soğuk kısmı olan taşküreyi(litosfer) oluşturan tabakalarda halen süren tektonik hareketler sonucu(sürtünme, çarpışma, sıyırma, ayrılma vb.) tabakalarda biriken stresin (gerilme) tabakalarının dayanımını aşması sonucunda başlayan ani ve kısa süreli kırılmalara deprem, oluşan deprem krıığınıda fay denir. Gerilme birikimi sonucu oluşan bu kırılmaların meydana getirdiği sismik dalgaların yer yüzeyine kadar ulaşarak insanları ve binaları sarsması olayına deprem denir. Bunun yanısıra volkanik patlamalar, kayaların çökmesi, nükleer denemeler, maden ve taşocağı dinamit patlatmaları ile barajlarda su tutulması sonucu da depremler meydana gelebilir. Son gruptakiler çok küçük ve hasar yapmayan depremler olarak bilinir.
Odak (veya içmerkez) : Depremin yerküre içerisinde oluştuğu yerdir.
Dışmerkez (epicenter) : Deprem odağının yeryüzündeki izdüşümünün olduğu yerdir.
FAY NEDİR?
Yerin merkezine doğru başlıca üç kimyasal bölünme vardır. Kabuk, Manto Çekirdek ve Plaka Tektoniği. Yer kabuğunu oluşturan levhalar depremler sonucu kırılır. Kırılma sonucu oluşan iki parça birbirine göre yer değiştirir. Bu kırığa Fay denir. Faylanmaların sürdüğü bölgelere aktif fay kuşağı adı verilir. Yerdeğiştirmeye atım denir ve depremin büyüklüğüne bağlı olarak birkaç mm den 40 m ye kadar atım oluşan depremler vardır. Kısaca bir bölgede oluşan kırık faydır. Kırılma olayı ise deprem olarak nitelenebilir.
PLAKA (LEVHA) NEDİR?
Dünyanın yüzeyi dev boyutlu bir yap boz gibidir. Birbirine geçen ve
birbirini tamamlayan parçalardan oluşur. Bu parçalara plaka denir.
Plakalar yavaş, fakat sürekli hareket halindedir. Bu hareketller sonucunda, plaka sınırlarında, uzun zaman dilimleri ile baktığımızda yeni yeni kıtalar, sıradağlar ve yanardağlar oluşur. Depremleri ve volkanik etkinliği oluşturan ana nedeni bu plaka hareketleridir.
Plaka Hareketlerinin Üç Temel Tipi
Yerkürede 12 tane büyük plaka vardır (küçükler gösterilmemiştir). Bazı plakalar da kıta bulunur, bazılarında bulunmaz. Hepsi hareket etmektedirler.
Plakalar ne kadar hızlı hareket ederler?
Plakalar yılda yaklaşık 1-15 cm hareket ederler (≈yaklaşık tırnak uzaması oranında).
Depremin yeri nasıl bulunur?
Depremin yeri en az üç istasyon için P ve S dalgası varış
zamanları farkından hesaplanabilir. Bu zaman farkları seyahat-zaman grafiğinde daireler olarak
çizilir. Üç dairenin kesiştiği nokta depremin yerini belirler.
Deprem söylentileri
Deprme tehlikesi olan dünyanın bir çok ülkesinde ve şehirlerinde her büyük bir deprem sonrasında depremi önceden bildiğini söyleyen, bu tür cihaz icat ettiğini söyleyen konu hakkında hiçbir uzmanlığı, bilgi ve becerisi olmayan bir çok kişi gündeme gelir.
Ayrıca, Depremlerin bulutlar, ay veya güneş tutulması, sıcak hava ile ilgisi olduğuna dair bir çok söylentiler olur.
Ayrıca, şu saatte deprem olacak türü kötü niyetli bir çok söylenti yayılarak kötü amaç ve insanalrı panikletmek için kullanılır. Resmi ve bilimsel çalışmalarda henüz dünyada depremi bilecek tek bir yöntem veya bilim adamı henüz yoktur. Bu yönde çalışmalar yoğun olarak devam ediyor. Ancak unutulmaması gerken en önemli husus ülkemizde büyük depremelr genelde 15-20 km yerin derinliklerinde meyda gelmektedir. Deprem ile ilgili ölçüm yapan bilimadamalrı ölçüm istasyonalrını ya yeryüzüe kurarlar veya yerin en fazla 1km derinliğine kurabilirler. Buradan yapılan ölçümler ile depremin odağnda olan değişimlerin tamamını büyük doğrulukla ölçmek henüz mümkün değildir. Depremi bilmek tek bir yöntem, tek bir bilim adamının çalışması ile çok çok zordur.
Deprem yer kürede oluşan çok karmaşık bir olaydır ve bilimadamalrı yerküre içerisinde depremi oluşturan stresi(gerilmeyi) henüz doğrudan ölçerek, nerelerde bu gerilmelerin yoğun olarak biriktiğini henüz belirleyememektedirler. Deprem önceden belirlenemsi sadece zarar verecek büyüklükte olan depremelr için yapılır. Bu tür depremelr sayıca çok az olmakta, dolayısla bilgi elde edebileceğimiz kaynakalr sınırlı kalmaktadır. Bu olan depremelrin çoğuda deniz tabanında veya okyanus dibinde olmaktadır. Bu tür yerler ölçüm cihazlarının ya olmadığı veya çok az olduğu bölgeler olduğu için bizim olan ortaa ve büyük depremlerden alacağımız bilgi maalesef çok sınırlı kalmaktadır.
Bilim ve teknoloji geliştikçe, cihazların duyarlığı arttıkça ve fiyatları düştükçe depremleri oluşturan gerilme miktarını doğrudan belirleyecek yöntemler geliştikçe, bu alanda çalışan uzmanların ve ölçüm istasyonalrının sayısı arttıkça ileride bu yönde gelişmeler olacaktır. Ülkemizde de bu yönde çalışmalar uluslar arası olarak sürdürülmektedir. Ancak, tıpkı dünyada olduğu gibi henüz tam anlamı ile önceden belirleme sadece 1-2 depremle sınırlı kalmaktadır. Bunun sebebi her bir deprem kendine özgü özellikler taşır ve birbirine benzemez. Bilimadamalrı depremlerin nasıl, nerelerde ve yaklaşık olarak hangi büyüklüklerde olabileceğine dair önemli bilgiler elde etmesine rağmen kısa süreli deprem tahmini için henüz çok erkendir. Bu tür söylentiler yerine uzman bilmadamları ve yetkili kurumların açıklamalarına inanmanız, yaşamınızı korku ve şüphe oluşturan beyanatlarla sürdürmemeniz tavsiye edilir.
Deprem sonrası arayabileceğiniz Telefon Numaraları
• Kandilli Rasathanesi ve Deprem Ar. Enst: 0216 308 0511-25
• Başbakanlık Kriz Merkezi: 0312 289 68 05-10
• Dışişleri Bakanlığı Kriz Merkezi: 0312 289 68 15
• İçişleri Bakanlığı Kriz Merkezi: 0312 417 77 13-14
• İstanbul Büyükşehir Bld Kriz Merk: 0212 512 55 00- 513 85 44
• İstanbul Kriz Merkezi: 0212 520 22 03-04/520 22 05-10
• Havaalanı Kriz Merkezi: 0212 663 14 00
• Akut Kriz Merkezi: 0212 252 46 44/0532 211 85 67
• Sağlık Müdürlüğü: 0212 638 13 66-67
• Kızılay il Müdürlüğü: 0212 227 51 71
• Hızır Acil: 112
• Yangın İhbar: 110
• Orman Yangın: 177
• Polis İmdat: 155
• Bilinmeyen Numaralar: 118
• İSKİ: 588 38 00
• Su Arıza: 185
• İGDAŞ: 626 46 46
• Emniyet Müdürlüğü: 635 00 00
Deprem ve fay nedir? Deprem nasıl meydana gelir?

İlk Yorumu Sen Yap